KOLEKSİYONLAR
- Nadir Eserler Kütüphanesi Koleksiyonu
- Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi
- Gleissberg Astronomi Koleksiyonu
- İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Koleksiyonu
- Eczacılık Fakültesi Herbaryumu
- Fen Fakültesi Herbaryumu
- İletişim Koleksiyonu
- Zooloji Koleksiyonu
- Hidrobiyoloji Koleksiyonu
- Seyfettin Kuter Radyasyon Teknolojisi Koleksiyonu
- Gökçeada Deniz Araştırmaları Birimi Koleksiyonu (Su Bilimleri Fakültesi)
- Fizik Aletleri Koleksiyonu
- Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi Yazma Eserler Koleksiyonu
- Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi Nadir Eserler Koleksiyonu
- Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi
NADİR ESERLER KÜTÜPHANESİ KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim:
Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi; Atatürk’ün emriyle, Yıldız Sarayı Kütüphanesi’nin üniversiteye nakli ve fakülte kitaplıklarındaki eserlerin bir araya toplanması sonucu kurulmuştur.
Nadir Eserler Kütüphanesi’nin bulunduğu yapı, Medresetü’l-Kudât binası olarak, yani kadıların yetiştirilmesi için, 1913’te Mimar Kemaleddin Bey tarafından tasarlanmıştır. Bina Beyazıt’tan Süleymaniye’ye giden Besim Ömer Paşa Caddesi (eski Takvimhane) ile Kaptanı Derya Sokağının kesiştiği köşedeki arsa üzerinde yapılmıştır. Bitişiğinde Kaptan İbrahim Paşa Camii, karşısında İstanbul Üniversitesi merkez binası bulunmaktadır. Bina bodrumla birlikte dört katlı olarak inşa edilmiştir. Giriş kapısı üzerinde üç bölmeli bir kitabesi vardır. Üç bölmeli kitabesinin soldaki bölmesinde “el-Kadâu bi’l-hakki min akva’l-ferâiz” (adalet ile hüküm vermek Allah’ın emirlerinin en güçlüsüdür) yazılıdır. Kitabenin sağ bölmesinde Nisâ Suresi’nin 58. ayetinin bir kısmı “ ...ve izâ hakemtum beyne’n-nâsi en tahkumû bi’l-adl” (İnsanlar arasında hüküm verdiğinde adalet ile hükmet) yazılıdır. Ortadaki bölmenin orjinalinde yazan “Medresetü’l-Kudât” ibaresi okul kapatılıp, binası Darülfünûn’a verildikten sonra “İstanbul Darülfünûn Kütüphanesi” olarak değiştirilmiştir.
Bina, önce üniversitenin tüm kitaplarının mekânı iken, daha sonra yapılan bir ayırımla; harf devrimi öncesi kitaplar (Osmanlıca, Arapça, Farsça olan yazma ve basma eserler, albüm ve eşyalar) ve harf devrimi sonrası Latin alfabesiyle basılan kitaplar olarak iki ayrı kütüphane oluşturulmuştur. Harf devrimi öncesi el yazması ve matbu eserlerin bulunduğu kütüphane Nadir Eserler Kütüphanesi’dir. İstanbul Üniversitesi’nin kurulmasından bu yana Nadir Eserler Kütüphane ve Müzesi, Kitap Sarayı, Nadide Eserler Kütüphanesi gibi çeşitli adlarla anılan kütüphane şu anda İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’na bağlıdır. 1999 İstanbul depreminde binası hasar gören kütüphane uzun süre kapalı kalmıştır. Kütüphane 2003 yılında yeniden Rektörlük merkez binasında hizmete açılmıştır. 2006 yılında ana binasının onarımının tamamlanmasının ardından yeniden eski yerine taşınmıştır. Bugün aynı binada hizmet devam etmektedir.
İÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Nadir Eserler Kütüphanesi dermesi yaklaşık toplam 93 bin cilt Türkçe, Arapça, Farsça, Latince ve diğer dillerdeki basma ve yazma kitap, dergi, gazete, harita, plan ve notadan, ayrıca II. Abdülhamid koleksiyonu olarak anılan 911 adet albüm ve bunların içinde bulunan 36.585 fotoğraftan oluşmaktadır. Ayrıca Zâkirbaşı Hüseyin Halis Efendi (ö. 1919), Cihan Seraskeri Hasan Rıza Paşa (1809-1877), Sadrazam İbrahim Hakkı Paşa (1863-1918), Şeyhülislam Pirizade Mehmet Sahip Molla (1838-1910), İbnülemin Mahmut Kemal İnal (1871-1957) gibi siyaset ve fikir dünyamızın son derece önemli simalarının koleksiyonlarını da bünyesinde barındırır.
1925 yılında Yıldız Sarayı Kütüphanesi koleksiyonunun Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile bu kütüphaneye verilmesi, mevcut koleksiyona müze değeri taşıyan birçok eseri de kazandırmıştır. Kütüphane de Atatürk’ün 1936 yılında kütüphaneden ödünç alıp okuduğu ve bazılarına işaretler düştüğü kitaplar da sergilenir.
Nadir Eserler Kütüphanesi’nde 9.943 Türkçe yazma, 6.967 Arapça yazma, 1.618 Farsça yazma ve diğer değişik dillerde (Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Rusça, Rumca, Ermenice, Arnavutça) 81 adet yazma olmak üzere, toplam 18.606 adet yazma eser, 25.375 adet Osmanlıca matbu kitap, 693 baskı albüm, 911 albüm, 1.350 harita, 212 müzik notası (Hamparsum notaları), 554 gazete, 345 dergi, 28 hat ve levha, 4.300 adet Latin harfli Avrupa Nadir Eser denilen kitaplar bulunur.
Kütüphanenin zengin koleksiyonu, el yazması kitaplar, haritalar, notalar, İbnülemin Mahmut Kemal İnan koleksiyonu, porselenler, hat levhalar v.b. gruplarına göre ayrı odalarda depolanmıştır.
Web sitesi:
https://kutuphane.istanbul.edu.tr/tr/content/nadir-eserler-kutuphanesi/hakkimizda
https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/nadir-eserler-kutuphanesi-koleksiyonu
Adres:Süleymaniye Mah. Besim Ömer Paşa Cad. No:15 34451 Beyazıt İstanbul
Telefon: 0 (212) 455 57 00/10273
E-posta: nadirkut@istanbul.edu.tr
Kütüphane Çalışma Saatleri: Hafta içi 08.30-16.00 arasında açıktır. Hafta sonu ve diğer resmi tatil günleri kapalıdır.
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Koleksiyon kütüphane kullanım koşulları içinde ziyaret edilebilir.
FEYHAMAN DURAN KÜLTÜR VE SANAT EVİ KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, Güzel Sanatlar Bölümü
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin hemen arkasında, İktisat Fakültesi ek binasının yanında bulunur. Büyük ve kasvetli binaların arasında sıkışmış kırmızı aşı boyalı bir evdir. Küçük dar bahçe içinde bulunan ev klasik Osmanlı mimarisini yansıtan 19. yüzyıl yapılarındandır. Klasik Osmanlı mimarisine uygun haremlik-selamlık olarak yapılmış, giriş ve iki kattan oluşur.
Ev, Geç Osmanlı döneminin en ünlü sanatçıları arasında yer alan, Feyhaman Duran (1886-1970) ve Güzin Duran’ın (1898-1981) yaşadıkları evdir. Sanatçılar sağlıklarında, 1969 yılında, evlerini ve eserlerini İstanbul Üniversitesi’ne bağışlamışlardır.
Sanatçı bir aileye mensup olan Feyhaman Duran Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) eğitim gördüğü yıllarda resim yapmaya başlamıştır. Bir süre Bab-ı Ali’de çalışan sanatçı daha sonra aynı okulda resim öğretmenliği yapmıştır. 1911 yılında Abbas Halim Paşa tarafından Paris’e resim eğitimine gönderilmiştir. Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda anatomi dersleri almış, Academie Julian’da Jean Paul Laurens ve Albert Laurens ile 1913-14 yılları arasında Fernand Cormon atölyesinde resim çalışmıştır. Kendi birikimlerine yeni değerler katan sanatçıyı en çok etkileyen akım ise o yıllarda akademik bir kimliği olan Empresyonizm olmuştur. I. Dünya Savaşı’nın çıkması ile Paris’teki atölyelere devam eden Türk ressamları ile birlikte yurda dönmüştür.
1916 yılından başlayarak İstanbul’da Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin açtığı Galatasaray Sergilerine katılmıştır. 1917’de Harbiye Nezareti tarafından kurulan Şişli Atölyesi’nde çalışmış, 1919 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Kızlar Güzel Sanat Okulu) resim öğretmenliğine başlamıştır. 1922 yılında öğrencilerinden Güzin Duran ile evlenmiştir. 1927 yılında birleştirilen Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Güzel Sanatlar Akademisi) öğretmenliğe atanmıştır. 1938’de CHP tarafından düzenlenen “Yurt Gezileri” kapsamında Gaziantep’te çalışmıştır. 1944-1947 arasında Topkapı Sarayı’nda gerçekçi nitelikte iç görünümler üzerine çalışmış ve eserler üretmiştir. 1951 yılında emekli oluncaya kadar atölye şefi olarak birçok öğrenci yetiştirmiştir.
Feyhaman Duran, empresyonizme yaklaşan portre türüne önem vermiş, portrelerinde fiziksel özelliklerin yanı sıra kişinin iç dünyasının karakter özelliklerini yansıtmaya çalışmıştır. Sanatçının çok sayıda ön çalışma yaptığı poşadlarından ve yağlı boya eskizlerinden anlaşılır. Natürmort türünde de eser veren sanatçının çiçek ve meyvelerinden oluşan düzenlemeleri daha çok son dönemlerindeki çalışmalardır. 1914 kuşağı ressamlarından olarak tanınan Feyhaman Duran yaşamını kendisi gibi ressam olan eşi Güzin Duran ile birlikte resim yapmaya vermiş, hat sanatı ile de ilgilenmiştir. “Sanatkâr kendi işinin kaidesini kendi yaratabildiği zaman orijinaldir.” diyen sanatçı, sanatı yalnız görüneni aktarma olarak düşünmemiş, görünenin ardındaki anlamı kavrayama çalışmıştır. Feyhaman ve Güzin Duran, Süleymaniye’deki evlerini ve atölyeyi tüm eşyası ve koleksiyonları ile birlikte İstanbul Üniversitesi’ne bağlamışlardırGüzin Duran’ın 1981 yılında vefatından sonra evde ayrıntılı bir envanter çalışması yapılmış ve oldukça yıpranmış olan evin restarosyana geçilmeden odaların ve eşyaların düzeni belgelenmiştir. 1981 yılında Güzin Duran ölünce intikal işleri tamamlanmış ve koleksiyon değerlendirme süreci başlamıştır. Bu arada Selim Turan’ın eserleri de eşi tarafından üniversiteye bağışlanmıştır. Feyhaman-Güzin Duran Evi, restorasyondan sonra 2001 yılında özgün eşyası ile düzenlenmiş ve ziyaret açılmıştır. 2003 yılında Rektörlük binasının 3. katında oluşturulan galeri de Feyhaman Duran ve Selim Turan eserleri sergilenmeye başlanmıştır.
2013 yılında bina tadilata girince eserler sergilenmek üzere geçici olarak Sabancı Müzesi’ne gönderilmiştir. Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi’nin koleksiyonun parçası olan Feyhaman-Güzin Duran ve Selim Turan’a ait 675 tablo, 540 poşad ve 20 heykel 19.03.2013 tarihinde İstanbul Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi arasında imzalanan protokol çerçevesinde, 21.03.2013 tarihli tutanakla 2 yıl sergilenmek üzere Sabancı Müzesi’ne teslim edilmiştir. 2017 yılında Sabancı Müzesi’nde Feyhaman Duran ve Selim Turan sergileri yapılmıştır.
2004 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Bilim ve Sanat Merkezi tarafından Resim Galerisi Pinakothek adıyla, Garanti Bankası katkılarıyla Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi, Feyhaman-Güzin Duran Koleksiyonu, Selim Turan Koleksiyonun bir kısmı hakkında katalog hazırlanmış ve yayınlanmıştır.
2015 yılında Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi’ndeki eserlerin, yanındaki inşaat nedeniyle hasar görmemesi, güvenliğinin sağlanması ve paketlenerek uygun bir mekânda depolanması için bir komisyon kurulmuş ve gerekli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda 520 adedi envanterli, 6411’i envantersiz toplam 6931 adet eser/objenin sayımı ve envanteri yapılmış, fotoğrafları çekilmiştir. Evdeki eşyalar koleksiyondan sorumlu Güzel Sanatlar Bölümü tarafından toplanmış ve rektörlük binasında oluşturulmuş depolara kaldırılmıştır. Binanın restorasyonu bittikten sonra yeniden düzenleme çalışmaları yapılacaktır.
Eşyalar toplanmadan önce evin odalarının duvarlarında Feyhaman Duran’ın tabloları ve dedeleri Hattat Yahya Hilmi Efendi’nin hatları, ev sahiplerinin günlük kullanım eşyaları, halılar, biblolar, Osmanlıca ve Fransızca kitaplar v.b. eşyalar bulunuyordu. Evin karşısında, bahçenin diğer tarafında yer alan atölyede Feyhaman Duran’ın tablolarından örnekler ve çalışma malzemeleri yer bulunuyordu.
Web sitesi: https://feyhamanduran.istanbul.edu.tr/tr/_
https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/feyhaman-duran-kultur-ve-sanat-evi
Adres: Süleymaniye Mahallesi Taş Odalar Sokak No:20-22 Süleymaniye-Fatih/İstanbul
Telefon: 0212 440 00 00 / 11430
E-posta: feyhamanduran@istanbul.edu.tr
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSe9uFyHIIqLGmB0tMk7SzF69K1FgoUsyasG8voq_zZgCQ_LlQ/viewform?fbzx=642747985428144333
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Güzel Sanatlar Bölümü
Bağlı Olduğu Birim: Fen Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt Kampüsü içinde Rektörlük bahçesinde bulunan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, 1933 yılında Fen Fakültesi bünyesinde Astronomi Enstitüsü olarak kurulmuştur. Enstitü Müdürü Prof. Dr. E. F. Freundlich’in istekleri doğrultusunda, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nden Mimar Prof. Dr. Arif Hikmet Holtay tarafından Gözlemevi’nin temeli atılmış, Yüksek Mühendis Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından da tamamlanmış ve ülkemizin ilk modern astronomi gözlemevi olarak 1936 yazında hizmete açılmıştır.
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü binaları, zaman içinde gözlemevi etrafına eklenen yapılarla genişlemiş ancak gelişen teknoloji ve ihtiyaçlara cevap verememesi yüzünden yetersiz kalmıştır. 1999 depremi de binaları yıpratmış ve güvenlik yönünden sakıncalı hale getirmiştir. Bunun üzerine İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Yapı İşleri Teknik Daire Başkanlığı tarafından gözlemevi ve binaların yeniden yapılandırılma çalışmalarına başlanmıştır. 2010 yılında tarihi mekânı hariç, sonradan eklenen kısımları yıkılmış, günün şartlarına göre modern ve akıllı bina anlayışına göre yeniden inşa edilmiş ve donatılmıştır. Bina yaklaşık 1300 m2 taban alana inşa edilen betonarme yeni bina dört bloktan oluşur. Bodrum, giriş ve tek kattan oluşan bloklarda, 72 ve 144 kişilik 4 adet amfi, planetaryum, gözlemevi, gözlem terası, laboratuvarlar, kütüphane, seminer odası, kantin, öğretim görevlisi odaları, teknik atölye, sığınak gibi mekanlar bulunmaktadır. Koleksiyon, 2013 yılında yeni binasına taşınan İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde yer alır.
Koleksiyon için binanın giriş katında ayrı bir bölüm ayrılmıştır. Bu alanda bulunan iki oda ve bir hol koleksiyonun sergilenmesi için, diğer odalar bölüm başkanı ve enstitü odası olarak kullanılmak üzere düzenlenmiştir. Müzenin giriş kapısı rektörlük bahçesine, diğer kapı da bölüm koridoruna açılır. Binanın fiziki yapısı (kamera, alarm, yangın ve havalandırma sistemlerinin olması) nedeniyle koleksiyonun müzeye dönüştürülmesi için uygundur.
Astronomi Enstitüsü’nden Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’ne uzanan sürece en önemli katkıyı yapan Ord. Prof. Dr. Wolfgang Gleissberg adına düzenlenen astronomi koleksiyonu, 1933 yılından itibaren kullanılan astronomi aletlerini bünyesinde barındırır.
1933 yılında kurulan ve şimdiki ismi ile İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nün ve İstanbul Üniversitesi Gözlemevi’nin yaklaşık 85 yıllık tarihini yansıtan Astronomi Koleksiyonu fikri, bölümün kuruluştan itibaren 25 yıl çalışmış olan Ord. Prof. Dr. Wolfgang Gleissberg’in (1903-1986) Almanya’da yaşayan kızı Sayın Ingrid Oppermann tarafından atılmıştır. Koleksiyonun ilk yerinde, mekân ölçülerine göre mobilya, mefruşat ve diğer gereksinimlerinin alımı Ingrid Oppermann tarafından gerçekleştirilmiştir. Koleksiyonu, babasının anısına 30 Nisan 2009 tarihinde Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda düzenlenen İstanbul Üniversitesine Gelişinin 75. Yılında Ord. Prof. Dr. Wolfgang Gleissberg’i Anma Günü başlıklı bir toplantının ardından bizzat kendisi açmış, Alman dostları ve bölüme emeği geçen tüm hocalar ve çalışanlar ile kalabalık bir topluluk eşliğinde açılış kurdelesini keserek ilk ziyaretçilerine koleksiyon rehberliği yapmıştır. 2013 yılında koleksiyon yeniden şimdiki tarihi binaya, bizzat Ord. Prof. Dr. W. Gleissberg’in bir zamanlar çalışma ofisi olarak kullandığı mekânlara taşınmıştır
Astronomi Koleksiyonu, içinde geçmiş 150 yıla varan imparatorluk devrinin bilimsel amaçla kullanılan teknolojisinden, cumhuriyetin ilk yılları ile günümüzde halen aktif çalışan astronomi aletlerini barındırmaktadır. Koleksiyon’da halen konum belirleme cihazları, saatler, hesap makineleri, çizim ve ölçüm aletleri, meteorolojik cihazlar ve komparatörleri de içeren 88 parça sergilenmektedir. Eğitim amaçlı kullanılan aletler de yapılacak tasnifin ardından sergilenmek üzere koleksiyon envanterine dâhil edilecektir.
Gözlemevi’nin en önemli gözlem aleti 30 cm açıklıklı ve 200 cm odak uzaklıklı astrograftır. Dört mercekli bu dürbün sistemiyle 24x24 cm ebadında geniş alan gökyüzü görüntüleri alınabilmektedir. Güneş gözlemlerinde kullanılan bileşen dürbünleri de bulunan bu astrograf, 11 Aralık 1935 tarihinde Alman Carl-Zeiss Jena firmasına ısmarlanmış, 25 Eylül 1936 tarihinde İtalya-Trieste üzerinden demonte vaziyette (12 parça halinde) gemiyle İstanbul’a getirilmiş ve yine 1936 sonbaharında hâlihazırdaki kubbesine yerleştirilmiştir.
Ekvatoral yerleşimli olan dürbün sistemi, tarihi önemi dışında, modern yardımcı gözlem aletleriyle donatılan ve özellikleri aşağıda verilen 12 ve 13 cm açıklıklı bileşen dürbünleri itibariyle, halen Güneş’in atmosfer tabakalarının bilimsel gözlemlerinde kullanılmaktadır. Aynı sistem, kimi dersler dâhilindeki gece ve gündüz gözlemleriyle öğretim faaliyetlerini de desteklemekte, ayrıca toplumu bilgilendirmek ve bilim kültürünün oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen halka açık etkinliklerle astronomiye ilgi duyanların hizmetine sunulmaktadır.
Görüntüleme ve arşiv maksadıyla uzun yıllar uygulanan klasik fotoğrafçılık teknikleri (fotoğraf çekimi ve banyosu) günümüzde yerini sayısal fotoğrafçılık tekniği (CCD görüntüleme) ile değiştirmiştir. Astrograf dürbününe bağlı olan paralel optik yollu dürbünlerden 12 cm açıklıklı olanı, Güneş’in renk küre (kromosfer) tabakasını gözlemek üzere dar bant geçirgenlikle bir H filtresi ve yüksek ayırma güçlü astronomik bir CCD kamera ile donatılmıştır. Bu dürbün ile başlıca kromosfer tabakasındaki Güneş parlamaları ve madde çıkışları gibi olayların takibi yapılmakta, görüntüleri alınmaktadır. 13 cm açıklıklı olanı ise Güneş’in ışık küre (fotosfer) tabakasının gözlemlerinde kullanılmakta, bununla, odak arkasına yerleştirilen düzlem üzerinde 20 cm çaplı bir iz düşüm görüntüsü oluşturulmak suretiyle Güneş leke gruplarının çizim ve takibi yapılmaktadır.
Sergilenenler arasında dikkat çekici eserler olarak, uluslararası kalite belgesi almış sarkaçlı astronomik saatleri, denizci kronometrelerini, geceleri de kullanılabilen sekstantı, meridyen dürbününü, “Son Alleste Imperiale-Mourad Effendy” plaketli dürbünü, harika mekanik hesap makinelerini, 1964 yılında Çanakkale’ye düşen göktaşı ile tarihi teleskop ve bina kubbesinin satın alınmasına ilişkin Gazi M. Kemal Atatürk imzalı ve 19 Şubat 1935 tarihli kararnamenin kopyasını sayabiliriz.
Eğitim-Öğretim, araştırma ve bilim-toplum etkinliklerinde bugün saygın bir konuma sahip olan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, içinde bulunan modern gözlemevi ve donanımları, görselleri, planetaryumu, tarihi teleskopla Güneş gözlemleri, geceleri İST60 ve İST40 teleskopları ile yanından ve uzaktan bilimsel ve eğitim amaçlı gözlemleri ve araştırmada TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG) imkanlarının ve uluslararası veri arşivlerinin yanı sıra uluslararası işbirliklerinin de kullanılıyor olması, geniş kitlelere sunduğu gelenekselleşmiş bilim-toplum hizmetleri ile, misyonu ve vizyonunu gerçekleştirme yönündeki çalışmalarını sürdürmektedir.
Web sitesi:
https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/gleissberg-astronomi-koleksiyonu
Adres: İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 34119 Beyazıt/İstanbul
Telefon: 0 212 440 00 00 / 10294-10282
E-posta: astronomy@istanbul.edu.tr
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Hafta içi her gün randevu ile ziyarete açıktır. Koleksiyonu ziyareti için Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Bilim-Toplum Etkinlikleri (https://astronomi.istanbul.edu.tr/bilimtoplum) sayfasından randevu alınmalıdır.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi
TIP TARİHİ KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
Koleksiyon 1933 yılında Prof. Dr. A. Süheyl Ünver tarafından toplanmaya başlanmış, Prof. Dr. Bedi N. Şehsuvaroğlu tarafından geliştirilmiştir.
Koleksiyon 1983-2011 arasında Abdüllatif Suphi Paşa Konağı’nda sergilenmiştir. 2011 yılında koleksiyonun müzeye dönüştürülmesi gündeme gelince konağın restore edilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Konağın onarım için boşaltılması sırasında koleksiyondaki tüm eserlerin kayıt, envanter ve fotoğraf çekimi işlemleri Prof. Dr. Nuran Yıldırım ve Doç. Dr. Hakan Ertin gözetiminde yapılmıştır. Sonrasında eserler paketlenerek akıllı etiket sistemiyle kolilere yerleştirilmiş ve depoya kaldırılmıştır. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin önemli eserlerini bünyesinde barındıran koleksiyon, uygun koşullar sağlandığında sergilenmek üzere düzenlenecektir.
Koleksiyonda eski tıbbi ve cerrahi aletler, mermer ilaç havanları, Yıldız Porselen Fabrikası’nda Hamidiye Etfal Hastanesi için yapılmış değerli ilaç kapları gibi eski obje, en değerlisi 15. yüzyılda Şerefeddin Sabuncuoğlu tarafından yazılmış Cerrahiyetü’l-Haniye (Cerrahi Hastalıklar ve Uygulamalar) olan 244 adet el yazması kitap ve 36 adet nadir eser niteliğinde kitap bulunmaktadır. Ayrıca koleksiyonun kitaplığında 18.000 civarında Türkçe, İngilizce, Fransızca ve Almanca basılı tıp kitapları, Fransızca Gazette Medicale d’Orient serisi ve Türkçe süreli yayınlar bulunur.
Web sitesi: https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/istanbul-tip-fakultesi-tip-tarihi-koleksiyonu
Adres: -
Telefon: 0 (212) 414 22 86/32333
E-posta: -
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: -
Koleksiyondan Sorumlu Birim: İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı
ECZACILIK FAKÜLTESİ HERBARYUMU (ISTE)
Bağlı Olduğu Birim: Eczacılık Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu bir üniversite herbaryumudur ve kuruluşu 1945 yılına dayanır. Tıp Fakültesine bağlı Eczacı Okulu’nda Farmakognozi Kürsüsü içinde Türkiye’nin tıbbi bitkilerinden örnekler toplanarak oluşturulan bu herbaryum, 1964 yılında Farmasötik Botanik Kürsüsünün kurulmasından sonra 7760 bitki örneği ile bu kürsüye devredilmiştir.
Bugün Farmasötik Botanik Anabilim Dalına bağlı olarak çalışmalarını yürüten herbaryum 1956 yılında uluslararası kodu olan ISTE kısa adını almıştır. Eczacılık Fakültesi içinde olması nedeniyle tıbbi bitkilerin ve konumu itibariyle İstanbul ile Trakya bitkilerinin çok iyi temsil edildiği ISTE’deki kurutulmuş bitki örneklerinin yaklaşık %95’i Türkiye’den toplanan örneklerdir.
ISTE herbaryumu tıbbi bitkilerin yoğun olduğu Papaveraceae, Labiatae, Liliaceae, Solanaceae, Scrophulariaceae, Apocynaceae, Malvaceae, Rhamnaceae gibi familyalar bakımından zengin bir koleksiyona sahiptir. 90.000 civarında kurutulmuş bitki örneği bulunan koleksiyonda, 87 adet tipus (ilk adlandırılan tür örneği) ve 122 adet tip örneği fotoğrafı ve Türkiye florasındaki monotipik (tek tür) endemik cinslerin tümü yer alır. Ayrıca Allium, Arum, Asphodeline, Colchicum, Crocus, Cyclamen, Euphorbia, Ferulago, Helichrysum, Hypericum, Iris, Papaver, Rosa, Salvia, Sedum, Tulipa gibi cinsler sistematik veya kimyasal çalışmalar için toplandığından ISTE’de çok sayıda türle temsil edilir.
Prof. P. H. Davis tarafından 1965-1985 yılları arasında 9 cilt halinde yayınlanan Türkiye Florası “Flora of Turkey and The East Aegean Islands” adlı esere, yeni türler ve yeni yayılışlar bulunduğu için Türk bilim adamları tarafından 1988 yılında I. ve 2001 yılında II. ek cilt yayınlanmıştır. Bu eserde 3192 ISTE örneği yer almıştır. Türk araştırmacılar tarafından yazılan Türkiye Florası’nın 11. cildinin temeli, ISTE’de çalışan araştırıcılar tarafından hazırlanmış, Check-List’lere dayanır.
ISTE kütüphanesi sistematik çalışmalar için temel teşkil eden Floralar ve bazı nadir bulunan eserler yönünden oldukça zengindir. Ayrıca floristik-sistematik çalışmaların yayınlandığı yerli ve yabancı birçok süreli yayın bulunmaktadır. Bugün devamlılık gösteren süreli yayınların sayısı 28’dir. İlaveten Türkiye Florası ile ilgili yayınların yer aldığı geniş bir ayrı baskı koleksiyonu vardır. Bu koleksiyon son yıllarda (1988-2006) Türkiye ve bilim için yeni türlerin yayınlandığı çalışmaların ayrı baskılarını içermesiyle önem kazanmıştır (641 taksona ait 390 ayrı baskı).
17 Ağustos 1999 Marmara depreminde ISTE’nin bulunduğu binanın hasar görmesi nedeniyle, herbaryum örnekleri 350 kutu içinde 4 yıl boyunca saklanmış, 30 Eylül 2003 tarihinden itibaren eski yerine taşınan ISTE’de çalışmalar normale dönmüştür.
Web sitesi: https://iste.istanbul.edu.tr/tr/_
https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/eczacilik-fakultesi-herbaryumu
Adres: İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Botanik Anabilim Dalı, C Blok 2. kat 34116, Beyazıt/İstanbul
Telefon: 0 (212) 440 00 00/13577
E-posta: akaline@istanbul.edu.tr (Randevu için)
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Randevu almak koşuluyla bilimsel çalışmalar için hafta içi 08.30-17.00 saatleri arası açıktır.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Botanik Anabilim Dalı
FEN FAKÜLTESİ HERBARYUMU (ISTF)
Bağlı Olduğu Birim: Fen Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
Uluslararası kısaltması ile ISTF (İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Herbaryumu) 1930'lu yılların sonuna doğru, o yıllarda bu fakültede görev yapan Alman botanikçi Prof. Dr. A. Heilbronn tarafından kurulmuştur. Hemen hemen aynı yıllarda Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünde Prof. Dr. K. Krause tarafından kurulan Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Herbaryumu (ANK) ile birlikte 1933 yılında çıkarılan üniversiteler kanunu ile oluşturulan üniversitelerde kurulan ilk iki herbaryumdur.
ISTF herbaryumu, ilk olarak Tıbbi Bitkiler (İspençiyari Nebatat) ve Genetik Enstitüsü’ne bağlı olarak kurulmuştur. Daha sonra İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Farmakobotanik ve Genetik Enstitüsü Herbaryumu olan herbaryumun adı 1964 de, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Botanik ve Genetik Kürsüsü Herbaryumu olmuştur.
1 Ocak 1956'da Uluslararası Bitki Taksonomisi Birliği'ne (International Association for Plant Taxonomy, IAPT) yapılan başvuru sonucu, herbaryumun uluslararası kodu ISTF olarak kabul edilmiştir. Bu herbaryum, kurucusunun çabaları ile bazı eski Alman botanikçilerin koleksiyonlarından örnekler getirilerek kurulmuştur. 1940'lı yılların sonunda, Türkiye Florası editörü Prof. Dr. Peter Hatland Davis'in ülkemizde yaptığı bir bitki toplama gezisine, o yıllarda Botanik Kürsüsü’nde bahçe şefi olarak çalışan Ahmet Atilla'nın da katılması ve o gezide Davis'in topladığı tüm örneklerin eşlerinin bu Herbaryum'a bırakmasıyla koleksiyon zenginleşmeye başlamıştır.
Herbaryumun en değerli ve paha biçilemeyecek koleksiyonu 1908 yılında, o yıllarda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde olan Lut Gölü (Dead Sea) çevrelerinden toplanıp Saray'a hediye edilen ve şu anda 238 bitki örneğinden oluşan bir koleksiyondur. Örneklerin bir kısmı çok tahrip olmuş ise de çoğunun durumu iyidir. Etiketleri, bitkilerin bilimsel adları hariç, Osmanlıca ile yazılmıştır. Koleksiyon, saray amblemi ve padişah tuğrası taşıyan 18 kadife kutu içinde muhafaza edilmektedir. 1925 yılında, Yıldız Sarayı’nda çıkan bir yangından sonra, bir kısım hayvan örnekleri ile birlikte, Fakültemize, o zamanki adı ile Darülfünun'a, verildiği bilinmektedir. Eski koleksiyonlar arasında en dikkat çekeni, Mehpare Başarman'ın 1940'lı yılların sonu ve 1950’li yıllarda yapmış olduğu koleksiyondur. Bu koleksiyon, çoğunluğu İstanbul çevresi ile Uludağ'dan, bir kısmı da ülkemizin başka yörelerinden de toplanmış 3000 kadar bitki örneği içermektedir. Şu anda bile herbaryumun en zengin ve ilginç koleksiyonlarının başında gelmektedir.
Web sitesi:
Adres: İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı 34134 Süleymaniye-İstanbul
Telefon: 0 (212) 455 57 00/15011
E-posta: erol@istanbul.edu.tr (randevu için)
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Herbaryum, ulusal ve uluslararası araştırmacılara randevu almak koşuluyla açıktır.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı
İLETİŞİM KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: İletişim Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi İletişim Koleksiyonu’nda, Osmanlı döneminden başlayıp günümüze uzanan süreçte yayınlanmış Osmanlıca ve Latin harfli gazete ve dergiler, radyo, TV ve sinema alanında kullanılan film projeksiyon cihazları, ses kayıt cihazları, montaj masaları ile Yeşilçam döneminin nostaljik havasını yansıtan eski film kameraları, yaklaşık 50 parça nadide fotoğraf makinası, günümüzde artık kullanılmayan baskı ve dizgi makineleri, kurşun eritme potası ve çeşitli ebatlarda baskı aletleriyle kesim makineleri yer alır.
1949 yılında kurulan TRT İstanbul Radyo’sunun ilk döneminde kullanılan stüdyo elemanları da koleksiyonda bulunur. Türk gazeteciliğinin başlangıçtan günümüze geçirdiği aşamaları, basım tekniklerinin ve radyo, televizyon, sinema alanında kullanılan elektronik cihazların teknolojik gelişimini takip etme imkânı verir.
İstanbul Üniversitesi İletişim Galerisi olarak bir dönem İstanbul Üniversitesi Nadirler Eserler Kütüphanesi'nin zemin ve giriş katlarında sergilenmiştir. Nadir Eserler Kütüphanesi onarım sürecine girince koleksiyon Rektörlük binasına taşınmış ve burada sergilenmeye başlanmıştır. Rektörlük binası onarıma girince de İletişim Fakültesi’ne taşınmış, koridorlarda yerleştirilen vitrinler içinde teşhir edilmiştir. 2023 yılı temmuz ayında da yeniden Rektörlüğe taşınmıştır. Bugün Rektörlük binasının giriş katında sergilenen koleksiyon hafta içi her gün ziyaret edilebilir.
Web sitesi: https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/iletisim-koleksiyonu
Adres: İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasının giriş katı
Beyazıt/İstanbul
Telefon: +90 (212) 512 52 57/12702
E-posta: iletisim_dekan@istanbul.edu.tr
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Hafta içi her gün ziyaret edilebilir.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: İletişim Fakültesi
ZOOLOJİ KOLEKSİYONU (ZMUI)
Bağlı Olduğu Birim: Fen Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Zooloji koleksiyonun temelleri, üniversite reformundan sonra ülkemize gelen yabancı bilim adamları tarafından atılmıştır. 1933 yılında İsviçre’den gelen Ord. Prof. Dr. Andre Naville Hayvanat Enstitüsü’nün müdürlüğüne getirilmiştir. Onun zamanında Süleymaniye Müftülük bahçesindeki Hayvanat Enstitüsü’ne ait bina tamamlanmış, büyük kanadı botanik, küçük kanadı ise zooloji binası olarak tahsis edilmiş ve bu bölümde bir de küçük Zooloji Müzesi kurulmuştur. Ardından gelen bilim insanlarının çabalarıyla koleksiyon zenginleştirilmiştir.
Müze materyallerinin büyük bir kısmı Almanya’dan hediye olarak gönderilmiştir. O dönemde kurulan botanik bahçesi ve zooloji müzesi batıdaki benzerlerine uygun hatta bazı bakımlardan daha ileri denecek şekilde kurulmaya çalışılmıştır. Naville’nin 1937 yılındaki ani ölümünden sonra yerine Ord. Prof. Dr. Curt Kosswig tayin edilmiştir. Prof. Dr. Kosswig, görev süresince Anadolu faunasını belirlemeye yönelik saha çalışmalarına ağırlık vermiştir. 15 yıl süren bu çalışmaları ardından, Türkiye memeli hayvanları, kuşları, sürüngenleri, kurbağaları, balıkları ve çok sayıda omurgasız hayvan sınıfları toplanmış ve müzeye kazandırmıştır.
1954 yılında, Kurt Kosswig görevini tamamladıktan sonra, kürsü başkanlığına Prof. Dr. Fazıla Şevket Giz getirilmiştir. 1957 yılında Zooloji ve Botanik binasının üst katları yıktırılmıştır. Zooloji Müzesi’nin de içinde yer aldığı II. Zooloji kürsüsü yerlerinden ayrılmak zorunda kalmış, müze materyalları uzun yıllar Kuyucu Murat Paşa Medresesi’nde depolanmıştır. 1960 yılında Prof. Dr. Atıf Şengün’ün dekanlığı sırasında biyoloji binasının temelleri atılmış ve bina 1973 yılında tamamlanmıştır. Prof. Dr. Dinçer Gülen’in öncülüğünde, birçok müze materyali temizlenmiş ve onarılmıştır. 32 yıl gibi uzun bir aranın ardından Zooloji Müzesi binanın en üst katında 1989 yılında yeniden ziyarete açılmıştır.
Zooloji koleksiyonu oldukça eski ve önemli örnekleri bünyesinde barındırır. Koleksiyonda Türkiye faunasına ait böcekler, kuşlar, memeliler ve Türkiye denizlerine ait dip omurgasızları mevcuttur. Böceklerle ilgili Bernard Tubini’ye ait olan ve ölümünden sonra 1944 yılında eşi tarafından müzeye hediye edilen ve ağırlıklı olarak Coleoptera ordosuna ait örnekleri içeren bir koleksiyon bulunur.
Koleksiyonda bulunan en eski örnek 1910 yılında İstanbul Kartal’dan toplanmış, türü henüz tespit edilmemiş bir böceğe aittir. Ord. Prof. Dr. Curt Kosswig’in zamanında toplanmış böcekler ile Prof. Dr. Atıf Şengün’ün “İstanbul Gündüz Kelebekleri” adlı eserinde yayınlanan kelebek örnekleri de müzede yer alır.
Böcek türler arasında en önemlilerinden biri Sphenodon punctatus (Syn. Hatteria punctata) dur. Koleksiyonda iskeleti bulunan bu tür sadece yeni Zelanda’nın yakınlarındaki bir adada yaşar ve Triyas’dan günümüze kadar varlığını sürdürmüş bir örnektir, başka bir deyişle yaşayan fosildir. S. punctatus dünyada sadece birkaç koleksiyonda mevcuttur. Yakın tarihe kadar nesli tükenmiş olarak kabul Anadolu Parsı’na (Panthera pardus tulliana) ait post, Alaska geyikleri (Alces alces), timsahlar, boz ayı (Ursus arctos), Echidna iskeleti, kanguru iskeleti, su aygırı ve fil kafa iskeletleri ve tapir iskeleti gibi çok farklı karasal kıtalara ait örnekler koleksiyonda yer alır.
Koleksiyonda ötücü kuşlar, sucul kuşlar, gündüz ve gece yırtıcı kuşları gibi yaklaşık 143 kuş türü bulunur. Bunların bir kısmı Abdülhamit’in koleksiyonundan, Yıldız Sarayı’ndan dolapları ile birlikte gelmiştir.
Koleksiyonda omurgasız hayvanlara ait örnekler de mevcuttur ve sadece ülkemiz faunası ile sınırlı değildir. Amerika kıtasına özgü Atnalı yengeci (Limulus polyphemus), kuş örümceği (Aranea avicularia/syn: Mygale avicularis), genelde yağmur ormanları ve tropiklerde bulunan bir akrep türü olan Pandinus imperator ilgi çeken örnekler arasındadır.
Türkiye denizlerinden toplanan bentik omurgasızlara ait 878 kayıtlı kavanoz mevcuttur. Bentik omurgasızlara ait en eski örnek 1945, en yenisi ise 1971 yılına aittir. Bu örneklerin çoğunun tür tanımlamaları henüz yapılmamıştır.
Memeli hayvanlara ait koleksiyon çok çeşitlilik içerir. Bu gruba ait en eski örnekler 1942 yılında Adana ve Diyarbakır’da yakalanmış Vulpes sp (Tilki) ve Antalya’da yakalanmış Canis aureus (Çakal)’a aittir. Memelilerde birey sayısı bakımından en büyük koleksiyon kemiriciler (Rodentia) ile yarasalara (Chiroptera) aittir.
Koleksiyon taksonomik çalışmalarda karşılaştırma materyali olarak taksonomistlere açıktır. Uluslararası kodu ZMUI (Zoological Museum University of Istanbul) olarak bilinmektedir. Koleksiyonun sergilenen örneklerinin bilgileri bir proje kapsamında bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Koleksiyonun Türkiye denizlerine ait bentik omurgasızları, kara gastrapodları, kuşlar ve memelilere ait parçalarının envanterleri tamamlanmıştır. Koleksiyonun kalan kısmının envanter çalışmaları devam etmektedir.
Fen Fakültesi Binası, Biyoloji Bölümü’nün en üst katında bulunan Zooloji Koleksiyonu, bina güçlendirme çalışmaları nedeniyle 2015 yılında toplanıp depolanmıştır. Yeni yapılan binada koleksiyon için ayrılmış alanda düzenleme yapılarak 11 Mayıs 2023 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Web sitesi: https://biyoloji-fen.istanbul.edu.tr/tr/content/zooloji-koleksiyonu/zooloji-koleksiyonu
https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/zooloji-koleksiyonu
Adres: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyomühendislik (Biyoloji Bölümü) Binası, -3. kat (otopark katı), Vezneciler metro karşısı, Vezneciler/İstanbul
Telefon: 0 (212) 455 57 00
E-posta: oozulu@istanbul.edu.tr, mukilic@istanbul.edu.tr (randevu için)
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Koleksiyon her hafta çarşamba ve cuma günleri 13.00-15.00 saatleri arasında, aşağıda linki verilen formu doldurarak randevu almak koşuluyla ziyarete açıktır. Detaylı bilgi için: biyoloji@istanbul.edu.tr
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Zooloji Anabilim Dalı
HİDROBİYOLOJİ KOLEKSİYONU (IUSHM)
Bağlı Olduğu Birim: Fen Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı çalışanları tarafından oluşturulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Müzesi (IUSHM) günümüzde deniz ve iç sularımızda bulunan canlı türlerinden örneklerin saklandığı bilimsel bir koleksiyon olarak hizmet vermektedir.
Hidrobiyoloji koleksiyonu yakın bir tarihte oluşturulmasına rağmen eski bir geçmişe sahiptir. Koleksiyonun geçmişi, 1950 yılında İstanbul Baltalimanı’nda kurulan Hidrobiyoloji Enstitüsüne kadar dayanmaktadır. Prof. Dr. Curt Kosswig tarafından kurulan enstitüde hidrobiyoloji alanında Türkiye’nin ilk çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen materyaller bilimsel amaçla saklanarak Türkiye’nin ilk hidrobiyoloji koleksiyonunun oluşması sağlanmıştır. Bu koleksiyon Türkiye’nin en büyük deniz ve iç su balık örneklerine sahiptir.
1982 yılında Hidrobiyoloji Enstitüsü’nün kapatılınca koleksiyon Su Ürünleri Meslek Yüksek Okuluna devredilmiştir. Bu okul 1992 yılında Su Ürünleri Fakültesine dönüştürülmüş ve koleksiyona ait örnekler fakültenin çeşitli birimlerine dağıtılmıştır. Balık koleksiyonunun büyük bir kısmı (iç sulardan elde edilen örnekler) fakültenin Sapanca’daki tesislerine taşınmıştır. Korunan örnekler halen İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesinde bulunmaktadır.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde Hidrobiyoloji koleksiyonu oluşturma çalışmalarına Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Muzaffer Demir tarafından 1960’lı yıllarda başlanmıştır. Prof. Dr. Demir 1967 yılından itibaren Türkiye denizlerinde yaptığı araştırma gezilerinde topladığı materyali eğitim ve öğretimde kullanılması ve ileride bir Hidrobiyoloji Müzesi kurmak amacı ile bölümde depolamaya başlamıştır. Bu materyaller koleksiyonun ilk örneklerini oluşturmuştur. Yine aynı bölümden Prof. Dr. Nurettin Meriç Marmara ve Ege denizlerinde yaptığı çalışmalarla koleksiyonun deniz balıklarının tür ve sayılarının arttırılmasına katkı sağlamıştır. Aynı zamanda çeşitli balıkhanelerden de koleksiyonda bulunmayan balık türlerini satın alarak koleksiyona dâhil etmiştir. Prof. Dr. Muzaffer Demir’in emekli olmasından sonra Prof. Dr. Nurettin Meriç koleksiyonu düzenlemek için balıkların tür teşhislerini yapmış, bilgiler kayıt edilmiş, listeler oluşturulmuş ve dolaplara yerleştirilmiştir. İki doktora öğrencisi Lütfiye Eryılmaz ve Müfit Özuluğ bu süreçte çalışmalara katkı sağlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda Hidrobiyoloji koleksiyonu 1996 yılında düzenlenen XXIII. Ulusal Biyoloji Kongresi’nde açılmış ve bilim dünyasına tanıtılmıştır.
1996 yılındaki açılıştan sonra müzede bulunan balık örneklerine ait bilgilerin bilgisayar ortamına geçirilmesi, örneklere katalog numaralarının verilmesi ve koleksiyon kodunun oluşturulması çalışmaları yine bu üç araştırıcı tarafından sürdürülmüştür. Bilgisayar ortamında koleksiyonda bulunan örneklere ait verilerin kaydedilmesi için veri tabanı oluşturulmuş ve tüm veriler kaydedilmiştir. Bu işlem uzun süre devam etmiş ve 2006 yılında tüm kataloglama çalışmaları tamamlanmıştır. Koleksiyonun balık türlerini içeren katalog, bilimsel bir dergi olan Zootaxa’da yayınlanmıştır. Bu, alanında Türkiye’de yayınlanmış ilk katalogdur.
Hidrobiyoloji koleksiyonlarında kataloglaması tamamlanmış olan tatlı su ve deniz balıklarının yanı sıra henüz kataloglaması yapılmamış tüm dünya denizlerinden toplanmış gastropod ve bivalv örnekleri, Türkiye denizlerinden toplanmış ihtiyoplankton örnekleri, denizel bentik omurgasız örnekleri bulunmaktadır. Koleksiyonun balıktan sonraki en zengin gastropod ve bivalv örnekleri Avukat İsmet Tümtürk’ün eşi tarafından bağışlanmıştır. 5000’den fazla örneğin ve 2500 türün olduğu bu koleksiyonun henüz kataloglama çalışmaları tamamlanmamıştır. Yine bölüm öğretim üyelerinden Prof. Dr. Necla Demir’in çalışmaları sırasında Türkiye denizlerinden topladığı balık yumurta ve larvalarından oluşan ihtiyoplankton örnekleri de koleksiyonun önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu koleksiyonun da henüz bir kataloglama çalışması yapılmamıştır. Ayrıca koleksiyonda az da olsa denizel omurgasız hayvanlara ait örnek bulunmaktadır.
Koleksiyonda Türkiye’nin deniz ve iç sularından elde edilmiş 385 adet balık türü vardır. Bunların büyük bir kısmını deniz balıkları oluşturmaktadır. Bu balıklar içinde ülkemiz iç sularından tanımlamaları yapılıp bilim dünyasına ilk defa tanıtılmış holotip ve paratip örnekleri mevcuttur.
Fen Fakültesi Binası, Biyoloji Bölümü’nün alt katında bulunan koleksiyon bina güçlendirme çalışmaları nedeniyle 2015 yılında depolanmış, yeni binada düzenleme yapılarak 11 Mayıs 2023 tarihinde ziyarete açılmıştır.
https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/hidrobiyoloji-koleksiyonu
Adres: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyomühendislik (Biyoloji Bölümü) Binası, -3. kat (otopark katı), Vezneciler metro karşısı, Vezneciler/İstanbul
Telefon: 0 (212) 455 57 00
E-posta: mozulu@istanbul.edu.tr
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Hidrobiyoloji Koleksiyonu halkın ziyaretine açık değildir. Araştırmalar için randevu alınmalıdır.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Anabilim Dalı
SEYFETTİN KUTER RADYASYON TEKNOLOJİSİ KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: Onkoloji Enstitüsü
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü’ne ait koleksiyon, röntgen ışınlarının keşfedildiği 1895’ten sonra ülkemizde kullanılan ve bu tarihten itibaren muhafaza edilen radyoloji materyalinden oluşur. Bu radyoloji materyalinin bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu döneminden, bir kısmı Cumhuriyetin kuruluş döneminden ve diğerleri 1935 yılından sonra satın alınan ya da Alman Hükümetince bağışlanan malzemelerdir. Koleksiyon, 1953-1993 yılları arasında İstanbul Üniversitesi’nde Radyofizik Uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Seyfettin Kuter’in titiz çalışmaları sonucu muhafaza edildiğinden onun adıyla anılır.
Ülkemizde Radyoloji alanındaki çalışmalar 1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamıştır. İstanbul Gülhane Askeri Hastanesi’nden Dr. Esat Fevzi, Dr. Rıfat Osman, Crookes katot ışını tüpü, Ruhmkoff Bobini ve batarya kullanarak basit bir röntgen cihazı yapmışlar, kolundan yaralı bir askerin kol grafisini çekerek şarapnel parçasını tespit etmişlerdir. Bu olay X ışınlarının tıpta tanı amacıyla ilk defa kullanılışı olmuştur. 1900’lü yıllarda da radyoterapi uygulamalarına başlanmıştır.
Cumhuriyet döneminde de Sağlık Bakanlığı Şişli Etfal, Haseki, Ankara Numune, Darül- Fünun, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, Bezm-i Âlem Vakıf Gureba hastanelerinde; Edirne ve Erzurum hastanelerinde Radyoloji Laboratuvarları kurulmuş X ışınları teşhis ve tedavi amaçları için kullanımları artmıştır.
Atatürk’ün 1933 yılında yapmış olduğu üniversite reformu sonucunda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Kürsüsü ilk önce Haydarpaşa’da kurulmuştur. Aynı yıl kürsüde bulunan aygıtlar Şişli Etfal Hastanesi’ne taşınmıştır. 1934 yılında kürsünün başına o dönemin büyük fizik hocası Prof. Dr. Friedrich Dessauer atanmış, 1935 yılında şimdiki Onkoloji Enstitüsü ana binasında ‘‘İ.Ü. Radyoloji ve Biyofizik Enstitüsü”nü kurmuştur. Yanına yardımcı olarak Doç. Dr. A. Tevfik Berkman ve Doç. Dr. Muhterem Gökmen, fizikçi olarak da Almanya’dan Dr. K. Lion ve sonradan da Dr. Reininger atanmışlardır.
1953’te Seyfettin Kuter, Radyoloji ve Biyofizik Enstitüsü’nde Radyoloji Fizikçisi olarak göreve başlamıştır. Kuter bu dönemden itibaren Radyoloji materyali ile ilgilenmiş, enstitüde mevcut malzemenin neler olduğunu, nereden geldiğini, hangi dönemlerde kimler tarafından kullanıldığını ve alındığını araştırmıştır. Enstitüdeki radyoloji materyalinin bir kısmının 1895-1923 arası Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nden, bir kısmının 1923-1933 arası Cumhuriyet Dönemi’nden ve kalan kısmının 1933 üniversite reformu sonrası kullanılmış büyük boyutlu Radyoloji cihazlarına ait aletler ve onların parçaları olduğunu saptamıştır. Kuter, 40 yıllık çalışma döneminde kullandığı tanı ve tedavi cihazlarına ait parçaları, Radyoloji ve Biofizik Enstitüsü’nün 1935 yılında kuruluşundan önce ve sonraki yıllarda kullanılan cihazlara ait parçaları muhafaza etmiştir.
İstanbul Üniversitesi ‘Radyoloji Müzesi’ Seyfettin Kuter tarafından ilki Röntgen ışınlarının W.C. Röntgen tarafından keşfinin 100. yıl vesilesiyle 1995 yılında kurulmuştur. ‘Radyaloji Müzesi’nde, Türkiye de ilk defa Onkoloji Enstitüsü tarafından kullanılan Radyoloji cihazlarına ait parçalar sergilenmiştir. Koleksiyonun daha büyük bir mekâna taşınması için çalışmalara başlanmış, 2002 yılı Mart ayında tamamlanmıştır. İstanbul Üniversitesi Senatosu’nun 11.04.2002 tarihli toplantısında alınan kararla, Seyfettin Kuter’in çabalarına atfen, ‘Seyfettin Kuter Radyasyon Teknolojisi Müzesi’ olarak adı değiştirilmiştir. Ancak ‘müze’ T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı onaylı olmadığı için bugün “Seyfettin Kuter Radyasyon Teknolojisi Koleksiyonu” olarak adlandırılmaktadır.
Koleksiyonda, Hıttorf-Crookes katod ışını tüpleri, gazlı Röntgen ışını tüpleri, sıcak katodlu coolidge X ışını tüpleri, kenetronlar, radyoterapi ilk döneminde kullanılan dozimetreler, iyon odaları, radyum tedavisinde kullanılan metalik aplikatörler, radyum kaynakları ve Radyoloji fiziği eğitiminde kullanılan cihaz ve aletler, ölçüm cihazları, nükleer tıp cihazları ve bu cihazlara ait elektronik kompenentleri, Co-60 Teleterapi, Lineer hızlandırıcı, diagnostik, GE Röntgen sathi tedavi cihazı komple, Philips Super DN Röntgen cihazı imaj şiddetlendirici tüpü, Westinghouse Röntgen cihazı imaj şiddetlendiricisi tüpü, Chisobalt 2B Co–60 Telecobalt cihazı kontrol masası, Magnetron microwave tüpü ve elektronik parçaları, Siemens Gammatron- I Co-60 Telecobalt cihazı MLC kolimatörü ve Siemens Mammomat Mamografi cihazı tüpü gibi yaklaşık 100 yıllık Radyoloji malzemesi bulunur.
Seyfettin Kuter Radyasyon Teknolojisi Koleksiyonu, İstanbul Tıp Fakültesi’nin Çapa Yerleşkesi’nde Onkoloji Enstitüsü’nün giriş katında, ön tarafı tamamen camlı ayrı bir odada muhafaza edilmektedir.
Web sitesi: -
Adres: İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Çapa/İstanbul
Telefon: 0 (212) 414 24 34
E-posta: -
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Koleksiyon, hafta içi mesai saatlerinde, randevu alınmak koşuluyla ziyaretçiye açıktır.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Onkoloji Enstitüsü
GÖKÇEADA DENİZ ARAŞTIRMALARI BİRİMİ KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: Su Bilimleri Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
Gökçeada Deniz Araştırmaları Birimi Koleksiyonu, 1970 yılında oluşturulmuş ve bu yıldan itibaren materyal temini için faaliyetini sürdürmüştür. Koleksiyondaki ilk materyaller, birime ait “Görür” adlı araştırma teknesiyle çıkılan seferler sonucunda elde edilmiştir. Günümüzde ise gerek birime ait “Fırtına İÜ” adlı araştırma teknesiyle çıkılan seferler gerekse ada balıkçılarının katkılarıyla örnek sayısı arttırmaktadır.
Koleksiyon, denizlerimizle ilgili bilimsel ve kültürel değerlerin tanıtılmasına, denizlerin korunması yönünde bilinçlendirmeye katkıda bulunmaktadır. Ayrıca Gökçeada’da yapılan bilimsel çalışmalara ait verilerin toplumsal paylaşıma açıldığı bir koleksiyondur. Bu kapsamda anaokulundan üniversite düzeyine kadar öğrencilere koleksiyonla ilgili eğitimler verilmektedir.
Koleksiyon 1970’li yıllara ait çeşitli su ürünlerine ait örneklerden, deniz çalışmalarında kullanılan aletlere, haritalara, derin deniz canlılarına kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Koleksiyonda 116 balık (8’i köpek balığı), 97 eklem bacaklı, 70 yumuşakça, 12 cnidaria, 24 derisi dikenli ve 9 sünger türü olmak üzere 334 deniz canlısı, yunus iskeleti (delphinus delphis) ve deniz kaplumbağası (caretta caretta) bulunur. Ayrıca 58 kırmızı alg (rhodophyceae), 89 kahverengi alg (fucophyceae), 22 yeşil alg (chlorophyta) ve 2 deniz çayırından (liliopsida) oluşan deniz bitkilerine ait herbaryum örnekleri de mevcuttur.
Koleksiyonda Türkiye denizlerinde ilk kez yakalanmış lepidion lepidion (balık), ile monodaeu sguinotae, heterocrypta maltzami, acanthonyx lunulatus, achaeus cranchii isimli yengeç türleri yer alır. Ayrıca Doğu Akdeniz’de ilk kez elde edilmiş nebaliaa byssicola (eklembacaklı), acanthephyra purpurea (karides) ile diacriatri spinosa ve cavolinia gibbosa isimli kabuklu türleri, mora moro ve stomias boa boa, galeus melastomus, hoplostethus mediterraneus, pandalina profundo ve gennadas elagans (karides), amphiura chiajei (denizyıldızı), brissopsis mediterranea (denizkestanesi) gibi derin deniz türleri, mola mola, sphyrnazygaena, leucorajanaevus, dasyatis tortonesi, lobotes surinamensis gibi nadir bulunan birçok deniz canlısı da koleksiyonumuzda yer alır.
Adres: Gökçeada Deniz Araştırmaları ve Uygulama Birimi Kaleköy Köyü Yolu
17760 Gökçeada/Çanakkale
Telefon: 0 (286) 887 34 92
E-posta: -
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Hafta içi 08.30-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Gökçeada Deniz Araştırmaları ve Uygulama Birimi
FİZİK ALETLERİ KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: Fen Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
Fizik bölümünün kurulduğu zamandan itibaren kullanılan ve yeni teknolojilerin devreye girmesi ile kullanım dışı kalan aletlerden oluşmaktadır. Aletlerin çoğu orijinal sandıklarının içinde korunmaktadır. Her biri yapılış tarihleri, üretim yerleri, kullanım amaçları, günümüzde az örneğinin bulunması nedeniyle ayrı öneme sahiptir. Koleksiyon Fizik bölümü hocaları tarafından yıllarca korunmuştur. Bugün bölümün giriş katında bir odada muhafaza edilmektedir.
Koleksiyonda; Vakum makinesi (Lenoir&Forster, Viyana yapımı), enerji dönüşümünü göstermek ve hissettirmek için özel tasarlanan Alman yapımı yaylı ayakkabılar (1960-1970 arasında uygulamalı fizik derslerinde kullanılmış), ses akort çatalları (Geneva/İlinois Amerika’da Riverbank Akustik Laboratuvarnda üretilmiş), 1953 yılı civarında kullanılmış, kişiye özel üretilmiş, üstünde A. Bevilaqua ve Constantinople yazan mikroskop (Fransız Nachet&Fils şirketi üretimi, 1886), 1965-1975 arasında kullanılmış X ışınları (Röntgen ışınları) tüpü, Crookes tüpleri, 1965 yılından beri uygulamalı fizik dersinde kullanılan Van de Graaf jeneratörü (1929 yılında Amerikalı Fizikçi Robert J. Van de Graaf (1901-1967) icat edildi), 1880-1893 yılları arasında İngiliz James Wimshurst tarafından geliştirilen elektrostatik jeneratör olan Wimshurst makinesi, optik voltmetre, 1938 yılında İstanbul Üniversitesi Fizik Kürsüsünde ders veren Alman Prof. Harry Dember (18882-1942) ait ders notlarını içeren cam dialar gibi aletler bulunur.
Web sitesi: -
Adres: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik Bölümü
Vezneciler/İstanbul
Telefon: -
E-posta: -
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Ziyarete açık değildir.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Fizik Bölümü
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KÜTÜPHANESİ
YAZMA ESERLER KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü (eski adıyla Türkiyat Enstitüsü), Cumhuriyetin ilanından sonra Türk kültür ve medeniyeti hakkında araştırma ve inceleme yapmak üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün önerisiyle kurulmuştur. Enstitünün kuruluş talimatnamesinde, “Özel bir Türkoloji kütüphanesi kurarak burada Türk kültürü ile ilgili yayınları toplamak, değerli yazmaların mikrofilm ve fotokopilerinden oluşan bir arşiv kurmak” gibi görevler de yer almaktadır. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünün kuruluş amacı doğrultusunda Türk dili, edebiyatı, tarihi, sanatı, coğrafyası, etnografyası ve Türkoloji’nin çeşitli konularını kapsayan bazı yazma eserler, kitaplar, tezler ve bir kısım dergiler, yıllar içinde, Türkiyat Enstitüsüne kazandırılmaya çalışılmıştır.
Doğu dilleri üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan, Hakas Türklerinden Rusyalı Türkolog, Şarkiyatçı ve Halkbilimci Nikolay Fyodoroviç Katanov’dan 1914 yılında satın alınan 5000 kadar kitap koleksiyonunun temelini oluşturur. Koleksiyonda Rusça ve birçok dilde yayımlanmış Türkoloji’yle ilgili kitaplar bulunur. 1924 yılında kurulan enstitünün 1939 yılına kadar müdürlüğünü yürütmüş olan Ord. Prof. M. Fuad Köprülü’nün çalışma odasına ait eşyalar ve kitaplarının bir kısmı da koleksiyondadır. Hukukçu ama aynı zamanda önemli bir Türk Musikisi uzmanı olan Hüseyin Sadettin Arel’in Türk musikisi nota koleksiyonu ailesi tarafından buraya bağışlanmıştır. Türk musiki tarihi ve araştırmaları için kaynak olan yerli ve yabancı birçok nota ve kitap da Enstitü kütüphanesinin önde gelen koleksiyonlarından birini oluşturmaktadır.
Kütüphaneye sırasıyla 1955 yılında Hüseyin Sadettin Arel, 1968’de Hamit Ongunsu, 1971’de Halit Ziya Uşaklıgil, 1973’te Azerbaycanlı Sultan Beg, 1974’te Prof. Dr. Ahmet Hamdi Tanpınar, 1980’de Mehmet Behçet Yazar, 2000’li yıllarda Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, Prof. Dr. Muharrem Ergin ve son olarak da Prof. Dr. Oktay Aslanapa’nın koleksiyonlarının kazandırılmasıyla zenginleşmiştir. Ayrıca Kütüphanede İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde 1922-1982 yılları arasında yaptırılmış olan mezuniyet, yüksek lisans ve doktora tezleri de bulunmaktadır.
Türkiyat binası yeniden yapılacağı için enstitü ve koleksiyon Seyyid Hasan Paşa Medresesine taşınmıştır.
Web sitesi: https://turkiyat.istanbul.edu.tr/tr/content/kutuphane/kutuphane
Adres: İstanbul Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Seyyid Hasan Paşa Medresesi Balabanağa Mah. Kimyager Derviş Paşa Sok. No:6 Beyazıt/Fatih
Telefon: +90 (212) 440 20 71, +90 (212) 440 00 00 (dâhili: 26662)
E-posta: turkiyatktb@istanbul.edu.tr
Kütüphane Çalışma Saatleri: Pazartesi-Cuma 08.30-12.30/13.00-17.00 arasında açıktır. Hafta sonu ve diğer resmi tatil günleri kapalıdır.
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Kütüphane herkese açıktır.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü
EDEBİYAT FAKÜLTESİ KÜTÜPHANESİ NADİR ESERLER KOLEKSİYONU
Bağlı Olduğu Birim: Edebiyat Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi, 1962 yılında kurulmuştur. Kütüphanenin Nadir Eserler Bölümü 2002 yılında yapılan düzenlemeyle bölümlerden toplanan materyal ile son halini almıştır. Bu koleksiyonda ciltleri de dâhil toplam 4721 adet eser mevcuttur.
Web sitesi: https://edebiyat.istanbul.edu.tr/tr/content/kutuphane/tarihce
Adres: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Balabanağa Mahallesi Ordu Cad, Laleli Cd. No:6, 34134 Fatih/İstanbul
Telefon: -
E-posta: -
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Eğitim ve öğretim döneminde kütüphane 09.00-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Nadir eserlerin kullanım koşulu Dekanlık iznine bağlıdır. Sadece akademik personel ve araştırmacılar, -dekanlık iznine bağlı olarak- nadir eserlerden faydalanabilirler.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi
ALFRED HEILBRONN BOTANİK BAHÇESİ
Bağlı Olduğu Birim: Fen Fakültesi
Koleksiyon Hakkında Bilgi:
İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü, 1933 yılındaki üniversite reformu ile bizzat Atatürk’ün daveti üzerine Türkiye’ye gelen değerli botanikçiler Prof. Dr. Alfred Heilbronn ve Prof. Dr. Leo Brauner tarafından kurulmuştur. Fen Fakültesi’ne bağlı Biyoloji Bölümü, o dönemki adı ile “Nebatat ve Hayvanat Enstitü”leri için Süleymaniye semtinde, bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelen İstanbul Kız Sultanisi’nin arsası üzerinde yeni bir bina yapılmıştır. Bugün İstanbul Müftülüğü’nün bahçesinde yer alan bu binanın temelleri 1935 yılında atılmış, 1937 tarihinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Ancak enstitü bahçesinin yapımına binadan önce 1934 yılında başlanmış, ilk düzenlemeleri takiben bahçe 1935 yılının ilkbaharında İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi (Hortus Botanicus Universitatis İstanbulensis) adı ile hizmete girmiştir.
İstanbul Üniversitesine bağlı bir Botanik bahçesi kurulması fikri Prof. Dr. Heilbronn’a aittir. Bu bahçenin kuruluş ve düzenleme çalışmalarında Prof. Hilbronn’a, Prof. Dr. L. Brauner ve Alman Bahçe Uzmanı W. Stephan destek vermişlerdir. Bahçe hizmete girdikten sonra kuruluşunu sağlayan bu üç bilim adamı, 1935 yılında yayınladıkları botanik bahçesine ait ilk tohum kataloğu (İstanbul Üniversitesi Nebatat Bahçesinin Tohum Katalogu/Index Seminum Hortus Botanicus İstanbulensis) ile önemli bir iş daha yapmışlardır.
Botanik bahçesinin Avrupa’daki gelişmiş benzerlerine uygun şartlara sahip olması için A. Heilbronn çok emek sarf etmiş, bahçe planının çiziminde gerek seraların projesinde, gerekse ısıtma-soğutma sistemlerinin seçiminde çok titiz davranmıştır. Günün koşullarına göre Almanya’nın köklü firmalarından en iyi ve uzun ömürlü ekipmanların alımı için bizzat yazışmalarda bulunmuştur.
Fen Fakültesi Dekanlığı, Biyoloji Bölümü ile Botanik Ana Bilim Dalı Başkanlıklarının ortak çalışması ve önerileri doğrultusunda, 1933 Üniversite Reformu’nun 70. yılında bahçenin adına “Alfred Heilbronn” eklenmesine karar verilerek bahçenin kurucusunun isminin sonsuza değin İstanbul’da yaşatılması amaçlanmıştır. 12 Aralık 2003 günü yapılan bir bilimsel toplantının ardından bahçe yeni adı olan “İstanbul Üniversitesi, Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi” olarak anılmaya başlamıştır.
Bugün İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi’nde, ağaç, çalı, otsu, tropik ve subtropik yaklaşık 5000 adet bitki bulunur. Bahçe, bitki çeşitliliği ve Türkiye’de en eski botanik bahçesi unvanı ile gerek yurt içi gerekse yurt dışında (400 botanik bahçesi ile tohum alış-verişi yapmaktadır) tanınan, saygın bir konuma sahiptir. Bahçe ve seralar her yıl 1000′den fazla Biyoloji lisans öğrencisinin eğitim ve öğretimine katkıda bulunurken belirli günlerde de ilköğretim öğrencilerine, İstanbul ve yakın çevresinde yaşayan insanlara ve yabancı konuklara, bitki dünyasından ilginç örnekler sunmaktadır.
Web sitesi: https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/alfred-heilbronn-botanik-bahcesi
Adres: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Bahçesi
Demirtaş, Fetva Ykş. No:36, 34134 Süleymaniye/Fatih/İstanbul
Telefon: 0212 455 57 00/26813
E-posta:-
Koleksiyon Ziyaret Bilgileri: Randevu alınarak ziyaret edilebilir.
Koleksiyondan Sorumlu Birim: Biyoloji Bölümü, Botanik Anabilim Dalı